18 Şubat 2010 Perşembe

Moses Mendelssohn hiç yakışıklı bir adam değildi.

Moses Mendelssohn hiç yakışıklı bir adam değildi. Çok kısa boyunun olmasının yanı sıra, çok garip bir de kamburu vardı. Moses Mendelssohn, günün birinde Hamburg da yaşayan bir işadamını ziyarete gitti. 

İşadamının, Frumtje adında çok güzel bir kızı vardı. Moses, bu güzel kıza umutsuz bir aşkla tutuldu. Fakat güzel kız onun çirkin görüntüsünden ürkmüştü. O nedenle, değil onun sevgisine karşılık vermek, yüzüne bile bakmak istemiyordu.

Ayrılma zamanı geldiğinde Moses, güzel kızın üst kattaki odasına çıktı ve tüm cesaretini toplayarak onunla son kez konuşma girişiminde bulundu. Kızın güzelliği öylesine olağanüstüydü ki, bir an için onun cennetten geldiğini bile düşündü.
Fakat kızın, başını kaldırıp da yüzüne bakmamaktaki direnci, Moses i çok üzdü. Güçlükle başarabildiği konuşması sırasında çirkin aşık, bu güzel kıza bir soru sordu: "Evliliklerin kutsal bir özelliği olduğuna inanır mısınız?" dedi.

"Elbette" diyerek yanıtladı güzel kız ve gözlerini yine kaldırmayıp Moses in yüzüne yine bakmadan, kendi de ona bir soru sordu: "Peki ya siz?"dedi."Siz inanır mısınız buna?"

Moses bir an bile duraksamadı: "Evet,ben de inanırım" dedi ve ekledi: "Biliyor musunuz? Her erkek çocuğu doğduğunda Tanrı,onun aşık olup evlenmek isteyeceği kızı belirlermiş. Benim doğumumda da, benim aşık olup evlenmek istediğim kız belirlenmiş ve bana Senin karın kambur olacak demiş.O zaman ben bir istekte bulunmuşum Tanrı dan.

Tanrım, kambur bir kadın bir trajedi olur. Lütfen onun kamburluğunu bana ver ve onu güzel bir kadın yap demişim." Moses in bu sözlerinden sonra Frumtje gözlerini yerden kaldırdı, onun gözlerinin içine baktı ve elini uzatIp, Moses in elini tuttu.Ve daha sonra da onun, sevgili eşi oldu.

Bu anlatılanlar bir "peri masalı" değil, ünlü Alman besteci Mendelssohn un büyükbabası ile büyükannesinin evlenmelerinin öyküsüdür.

Bu hayat denen yolculukta Birlikte yol almaktayız. Birbirimizi kollayıp, güç ve güven paylaşmalıyız.

Duvardaki çatlaktan bakan fare, çiftlik sahibi ile karisinin
bir paket açtıklarını gördü.
.
"İçinde yiyecek mi var?'" derken - - -
Bir baktı ki fare kapanı!

Hemen bahçeye koşup, alarmı verdi :

Evde kapan var!
Evde kapan var!'

Tavuk gıdaklayıp, kafayı kaldırdı ve,
'Bay fare", bu sizin için ciddi
bir sorun olsa da şahsen, beni ilgilendiren
bir tarafı yok ne yazık ki! .
Fare donup bu sefer domuzcuğa, "Evde kapan var,
evde kapan var"! dedi.

Domuzcuk konuyla ilgilendi ama kendi hesabına
'Üzgünüm bay fare, vah, vah emin ol senin için dua edeceğim" dedi.

Fare bu kez öküze yöneldi:
"Evde kapan var!"
"Evde kapan var!" diye bağırdı nefes nefese.

Öküz: 'Wow, Bay Fare, Senin için üzüldüm,
ama burnumu sokacağım bir şey değil.' dedi.
E farenin de başını eğip,
gitmekten başka çaresi kalmamıştı...
yalnızlık ve terk edilmişlik hisleri içinde,
fare kapanı ile artik....tek basına başa çıkmaya çalışacaktı!.
***
O aksam evde, alışılmamış bir ses duyuldu.
Sanki bir kapan, avının üzerine kapanmıştı.

Sese kosan cifçinin karisi, karanlıkta kapana,
zehirli bir yılanın kuyruğu kaptırdığını görmemiş.
Yılan da onu ısırmıştı..

Çiftçi karisini hastaneye koşturdu, Karisi eve ateşli dondu.

E ateşli insana ne verilir?? sıcacık bir tavuk çorbası!!!.
Tavuk acilen pişirilmiş!

Ama kadın hala iyileşmiyormuş, Eee... eş dost ahbap, gelince hasta ziyaretine,
çiftçi de sofraya domuzcuğu çıkarmak zorunda kalmış!!!.


Ama çiftçinin karisi iyileşmemiş; ölmüş!!!!!.

Aman ne kalabalık gelmiş cenazeye, ne kalabalık!!!

Bu sefer de konukları, doyurmak için kesilen öküz olmuş....
Fareye de olan biteni deliğinin ardından izlemek kalmış!....
***
Onun için bir daha, seni ilgilendirmeyen bir sorun
karşına çıkarsa... bir düşün!!! ----
Birimiz tehdit altındaysak, hepimiz risk altındayız.

Bu hayat denen yolculukta Birlikte yol almaktayız..
Birbirimizi kollayıp, güç ve güven paylaşmalıyız.